Köşe Yazısı: Adaletin Sessiz Yükselişi- 2025 Türkiye’sinde Adliyelerin Değişen Yüzü
Yazının Giriş Tarihi: 24.03.2025 11:49
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.03.2025 11:50
Türkiye’de adalet sistemi uzun yıllar boyunca hem eleştirilerin hem de reform taleplerinin merkezinde yer aldı. Ancak 2025 yılına geldiğimizde, geçmişten bugüne uzanan çizgide, adliyelerimizin birçok açıdan sessiz ama kararlı bir dönüşüm yaşadığını gözlemliyoruz. Bugün, bu değişimin olumlu yönlerini görmezden gelmek, yapılan emeğe ve adaletin gelişimine haksızlık olur.
Her şeyden önce teknolojik altyapıdaki büyük gelişmeler, adliye süreçlerini çok daha erişilebilir ve şeffaf hale getirdi. e-Duruşma sisteminin yaygınlaşmasıyla birlikte hem vatandaşlar hem de avukatlar, uzun bekleme sürelerinden kurtularak dijital ortamda duruşmalara katılabiliyor. Bu sistem, özellikle dezavantajlı bölgelerde yaşayan vatandaşlar için adalete erişimi kolaylaştırdı. Artık adalet, sadece büyükşehirlerde değil, Türkiye’nin dört bir yanında daha ulaşılabilir durumda.
Bunun yanında, mahkemelerde görev yapan hâkim ve savcıların eğitimine verilen önem dikkat çekici düzeye ulaştı. Meslek içi eğitimler, insan hakları ve çağdaş hukuk normları doğrultusunda güncellendi. Genç ve donanımlı hukukçuların sisteme dahil olmasıyla birlikte, karar süreçlerinde hem daha fazla hukuk bilgisine hem de vicdana dayalı yaklaşımlar görülmeye başlandı.
Fiziksel anlamda da adliyeler dönüşüm geçirdi. Eskiden karanlık ve bunaltıcı olarak hafızalarda yer eden adliye binaları, artık modern mimariye uygun, vatandaş dostu yapılara dönüştü. Bekleme salonları, danışma hizmetleri, engelli bireylere uygun altyapılar sayesinde adliyeler sadece bir yargılama alanı değil, aynı zamanda kamu hizmetinin sunulduğu bir merkez haline geldi.
Kadına yönelik şiddet, çocuk hakları, boşanma gibi toplumsal davalarda uzmanlaşmış mahkemelerin artması, adalet sisteminin hassasiyetini gösteren bir diğer önemli gelişme. Bu tür davaların daha hızlı ve daha duyarlı biçimde ele alınması, mağdurların adalete olan güvenini pekiştiriyor.
Unutmamak gerekir ki, her sistemin gelişimi zaman alır. Türkiye’de adalet sisteminin geçmişten bugüne yaşadığı evrim; sabır, irade ve reformlarla şekillendi. Elbette hâlâ çözülmesi gereken sorunlar var. Ancak bugün geldiğimiz noktada, geçmişin sorunlarına takılı kalmak yerine, bugünün kazanımlarını görmek ve bu kazanımlar üzerinden daha iyisini talep etmek çok daha yapıcı olacaktır.
2025 Türkiye’sinde adalet sistemi; daha erişilebilir, daha şeffaf, daha hızlı ve daha insani bir noktaya gelmiştir. Bu gelişmeleri destekleyen her birey, adaletin gerçek sahibi olan halkın iradesini yüceltmektedir. Adaletin terazisi hiçbir zaman kusursuz olmadı ama bugün, her zamankinden daha doğru tartmaya başlamıştır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Adliye Haber
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Savaş UĞURLU
Köşe Yazısı: Adaletin Sessiz Yükselişi- 2025 Türkiye’sinde Adliyelerin Değişen Yüzü
Türkiye’de adalet sistemi uzun yıllar boyunca hem eleştirilerin hem de reform taleplerinin merkezinde yer aldı. Ancak 2025 yılına geldiğimizde, geçmişten bugüne uzanan çizgide, adliyelerimizin birçok açıdan sessiz ama kararlı bir dönüşüm yaşadığını gözlemliyoruz. Bugün, bu değişimin olumlu yönlerini görmezden gelmek, yapılan emeğe ve adaletin gelişimine haksızlık olur.
Her şeyden önce teknolojik altyapıdaki büyük gelişmeler, adliye süreçlerini çok daha erişilebilir ve şeffaf hale getirdi. e-Duruşma sisteminin yaygınlaşmasıyla birlikte hem vatandaşlar hem de avukatlar, uzun bekleme sürelerinden kurtularak dijital ortamda duruşmalara katılabiliyor. Bu sistem, özellikle dezavantajlı bölgelerde yaşayan vatandaşlar için adalete erişimi kolaylaştırdı. Artık adalet, sadece büyükşehirlerde değil, Türkiye’nin dört bir yanında daha ulaşılabilir durumda.
Bunun yanında, mahkemelerde görev yapan hâkim ve savcıların eğitimine verilen önem dikkat çekici düzeye ulaştı. Meslek içi eğitimler, insan hakları ve çağdaş hukuk normları doğrultusunda güncellendi. Genç ve donanımlı hukukçuların sisteme dahil olmasıyla birlikte, karar süreçlerinde hem daha fazla hukuk bilgisine hem de vicdana dayalı yaklaşımlar görülmeye başlandı.
Fiziksel anlamda da adliyeler dönüşüm geçirdi. Eskiden karanlık ve bunaltıcı olarak hafızalarda yer eden adliye binaları, artık modern mimariye uygun, vatandaş dostu yapılara dönüştü. Bekleme salonları, danışma hizmetleri, engelli bireylere uygun altyapılar sayesinde adliyeler sadece bir yargılama alanı değil, aynı zamanda kamu hizmetinin sunulduğu bir merkez haline geldi.
Kadına yönelik şiddet, çocuk hakları, boşanma gibi toplumsal davalarda uzmanlaşmış mahkemelerin artması, adalet sisteminin hassasiyetini gösteren bir diğer önemli gelişme. Bu tür davaların daha hızlı ve daha duyarlı biçimde ele alınması, mağdurların adalete olan güvenini pekiştiriyor.
Unutmamak gerekir ki, her sistemin gelişimi zaman alır. Türkiye’de adalet sisteminin geçmişten bugüne yaşadığı evrim; sabır, irade ve reformlarla şekillendi. Elbette hâlâ çözülmesi gereken sorunlar var. Ancak bugün geldiğimiz noktada, geçmişin sorunlarına takılı kalmak yerine, bugünün kazanımlarını görmek ve bu kazanımlar üzerinden daha iyisini talep etmek çok daha yapıcı olacaktır.
2025 Türkiye’sinde adalet sistemi; daha erişilebilir, daha şeffaf, daha hızlı ve daha insani bir noktaya gelmiştir. Bu gelişmeleri destekleyen her birey, adaletin gerçek sahibi olan halkın iradesini yüceltmektedir. Adaletin terazisi hiçbir zaman kusursuz olmadı ama bugün, her zamankinden daha doğru tartmaya başlamıştır.